13 Aralık 2010 Pazartesi

300 takım elbiseli hakim!


Ünlülerin silahçısı olarak bilinen Okan Arslan’ın Büyükçekmece Adliyesi’nde görevli bir hakimin hemen hemen tüm masrafını karşıladığı ortaya çıktı.
İstanbul’da önceki gün gerçekleşen “Av Mevsimi” isimli operasyon kapsamında üyeleri gözaltına alınan şebekeyle ilgili çok ilginç detaylar ortaya çıktı. Para karşılığı silah ruhsatı alamayan kişilere para karşılığında silah ruhsatı temin ettiği öne sürülen eski polis Okan Arslan’a yönelik polisin yaptığı teknik takipte çetenin adli bağlantısı da tespit edildi. Yaklaşık 1,5 yıl önce çete lideri Arslan’ı dinleyen polis, bir kişinin Arslan’ı arayarak para istediğini belirledi. İddiaya göre telefondaki kişi Arslan’dan ödemeleri için para talep etti, ardından akşam alem yapmak istediğini söyledi. Polis bu kişinin Büyükçekmece Adliyesi’nde görevli hakim İ.K. olduğunu belirledi.
Bu kişilerin buluşma adresine giden polis, lüks bir balık restoranında gerçekleşen buluşmayı saniye saniye görüntüledi. Restorandan iki kadınla birlikte ayrılan hakim İ.K. ve Okan Arslan, buradan 5 yıldızlı bir otele giderken de polis tarafından görüntülendi. Hakim İ.K. ve Arslan, daha sonra da sık sık biraraya geldi. Polisin yaptığı teknik takibe göre hakim İ.K.’nın Arslan’ı sık sık arayarak “Bana 5 bin TL para gönder. Geçen günkü kadınları da ayarla alem yapalım” şeklindeki talebi de polis kayıtlarına geçti. İkilinin Ataköy’deki fuhuş evlerine gittiği ve polis tarafından giriş çıkışlarının da görüntülendiği öğrenildi.
Fatma Ana’yı kurtar‘
Hakim İ.K. ile Okan Arslan’ın Ataköy’deki fuhuş evlerine gitmesi üzerine İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, yaklaşık 5 ay önce bu evlere de baskın düzenledi. Polis evleri işlettiği öne sürülen Fatma Ana lakaplı Fatma T.’yi gözaltına aldı. T.’nin tutuklanması üzerine çete lideri Okan Arslan, hakim İ.K.’yi arayarak “Bize kadın gönderen Fatma Ana tutuklandı. Adli çevreni kullanarak Fatma Ana’nın kurtulmasını ya da az ceza almasını sağlayabilir misin?” şeklindeki sözleri de polis kayıtlarına geçti.
Hakim İ.K.’nin araba almak istediği ancak iyi bir model için parasının yetmediği, burada da devreye Okan Arslan’ın girerek hakimin parasını tamamlayarak istediği otomobili almasının sağlandığı tespit edildi. Öte yandan çete üyelerinden bir kişinin, bir süre önce 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet suçundan gözaltına alındığı, Büyükçekmece Adliyesi’ne çıkarılan şüphelinin dosyasının hakim İ.K.’ya geldiği, İ.K.’nın da bu kişi hakkında takipsizlik kararı verdiği öne sürüldü.
300 takım elbiseli hakim
Hakim İ.K.’nın lüks giyim markalarına düşkün olduğu, her ay kendisine çete tarafından 3-4 adet takım elbisenin hediye edildiği iddia edildi. Evinin yatak odasının tamamının gardıroptan oluştuğu, burada hakim İ.K.nın 300 adet takım elbisesinin bulunduğu da öne sürüldü.
Yapılan telefon görüşmelerinde Arslan’a takım elbiselerim çok güzel, bir giydiğime bir sene sonra sıra geliyor” dediği iddia edildi. Yapılan teknik takiplerde Okan Arslan ile İ.K.’nın ailece sık sık tatile gittikleri de belirlendi. Polis hakim İ.K.’yla ilgili tüm iddiaları, elde ettiği telefon görüşmeleri ve kamera görüntülerini bir dosyada toplayarak Adalet Bakanlığı’na gönderdi. bakanlığın İ.K. hakkında soruşturmla açması bekleniyor.
Soruşturma kapsamında önceki gün türkücü İzzet Yıldızhan ile Galasataray Kulübü eski Başkanı Faruk Süren de şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Yıldızhan’ın ruhsat işlemlerini çetenin araya girmesiyle hallettiği iddiasıyla ifadeye çağrıldığı öğrenildi. Emniyete çağrılan Yıldızhan, ruhsat işlemlerinin hepsini kendisinin yaptığını, çeteyle bir ilgisinin olmadığını söyledi.
İş adamı Faruk Süren’in de “Ruhsat işlemlerini niye bu kişilere yaptırdın?” sorusunu yönelten polise, “Bu kişileri tanımıyorum. İşlemlerimi kendim yaptırdım” diyerek hakkındaki suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Operasyon kapsamında 5 kişinin daha gözaltına alınmasıyla emniyetteki şüphelilerin sayısı 49’a yükseldi. Operasyonda gözaltına alınan muvazzaf astsubay ise İstanbul Merkez Komutanlığı’nda tutuluyor. İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde işlemleri tamamlanan şüpheliler pazartesi Büyükçekmece Adliyesi’ne sevk edilecek.
Savaş Akın/Vatan

12 Ağustos 2010 Perşembe

Rıdvan Dilmen hakkında karar verildi


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bir suç örgütünün yasa dışı dinleme yaptığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında eski milli futbolcu ve futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen’in de aralarında bulunduğu 29 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verirken, 35 kişi hakkında ise iddianame hazırladı.


TELEKULAK Operasyonu kapsamında haberleşmenin gizliğini ihlal ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan ve şüpheli olarak savcıya ifade veren Rıdvan Dilmen’i, eski futbolcu Tanju Çolak, eşi Ayşenur Dilmen ve sevgili olduğu öne sürülen Nilay Yılmaz’ın şikayetçi olmaması kurtardı.
Telekulak soruşturmasını yürüten savcı Hakan Karaali, Rıdvan Dilmen’in de arasında bulunduğu 29 kişi hakkında dava açılmasına yer olmadığına dair karar verdi.
Savcı Karaali tarafından hazırlanan 100 sayfalık iddianamenin İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesi ile arasında işadamı Ahmet Kaşıbeyaz, Erol Güral, Rıza Güral ve Çeşme Sheraton Oteli’nin ortaklarından Adil Dilek de bulunduğu 35 sanık hakkında ise 1 yıl ile 113 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Türkiye Futbol Federasyonu eski Yönetim Kurulu üyesi işadamı Tahir Kıran’ın da arasında bulunduğu 16 kişi müşteki olarak yer aldı.
Hakkında takipsizlik kararı verilen Rıdvan Dilmen tarafından iletişim bilgilerinin temin edildiği öne sürülen eski futbolcu Tanju Çolak ise iddianamenin müştekileri arasında yer almadı.
RIDVAN DİLMEN’DEN ŞİKAYETÇİ OLMADILAR
Savcı Hakan Karaali kararında, Rıdvan Dilmen ile sanıklardan Mehmet Yanık arasındaki görüşme döküm içeriklerinden, Nilay Yılmaz’ın özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği kanaatinin doğduğunu ancak Yılmaz’ın şikayetçi olmadığını belirtti.
Eski futbolcu Tanju Çolak’ın ise haberleşmenin gizliliğini ihlali nedeniyle şüpheli Rıdvan Dilmen’den şikayetçi olmadığını ifade eden savcı Hakan Karaali, Çolak’ın eylem nedeniyle Mehmet Yanık, Fatih Bilir’den şikayetçi olduğunu kaydetti. Eski Futbolcu Rıdvan Dilmen’in sanıklardan Mehmet Yanık ile 28 Kasım 2008 tarihli telefon görüşmesinde Tanju Çolak’ın telefon görüşmesinin temininden söz edildiği, bu konuyla ilgili taraflar arasında başka bir görüşmenin olmadığı ifade etti. Tanju Çolak’ın görüşme dökümlerinin temin edildiğine dair SMS ya da elektronik posta kaydının da tespit edilmediği dolayısıyla Tanju Çolak’ın haberleşmesinin gizliliğinin ihlal edildiğine dair delil bulunmadığını kaydetti.
Savcı Hakan Karaali dava açılmasına yer olmadığına dair kararında Rıdvan Dilmen’in görüşme dökümlerini temin ettiği eşi Ayşenur Dilmen’in de şikayetçi olmadığını belirtti.
ESKİ EŞİNE TAZMİNAT VERMEK İSTEMEYİNCE ÇETE DAVASINDA SANIK OLDU
Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından hazırlanan iddianamede 14 yıla kadar hapsi istenen işadamı Erol Güral’ın şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtığı eski eşi Melike Tuba Şanlıoğlu’nun Güral’dan 2 milyon TL maddi, 2 milyon TL manevi tazminat talebinde bulunduğu ayrıca haricen 75 milyon dolar istediği öne sürüldü. Eşine tazminatı ödemek istemeyen Erol Güral’ın, yine davanın sanıkları arasında yer alan ve 14 yıla kadar hapsi istenen babası Rıza Güral’ın da bilgisi dahilinde Melike Tuba Şanlıoğlu’nun kendisini aldattığı yönünde delil temin ederek mahkemeye sunmaya karar verdiği ifade edildi.
Erol Güral ve Rıza Güral’ın bu amaçla 42,5 yıla kadr hapsi istenen Ahmet Kaşıbeyaz, 11,5 yıla kadar hapsi istenen Adil Dilek aracılığıyla suç örgütünün lideri olan Mehmet Yanık ile bağlantı kurduğu 10 Ocak 2008’de Ahmet Kaşıbeyaz’a ait restaurantta bir araya geldikleri öne sürüldü. Yapılan toplantıda ilk aşamada Melike Tuba Şanlıoğlu’nun GSM hatları ile yaptığı tüm görüşmelerin dökümlerinin alınmasına karar verildiği kaydedildi.
ESKİ EŞİNİN AVUKATINI TAKİP ETTİRDİ
Sanıklardan Ömer Yaprak ve Ahmet Kaşıbeyaz’ın aracılığı ile müşteki Melike Tuba Şanlıoğlu’nun boşanma davasında vekilliğini yapan Serdar Toga Aras’ın gizli olarak takibine karar verildiği, Şanlıoğlu ile Aras arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarabilmek amacıyla hareket ederek takibe aldıkları iddia edildi.
Melike Tuba Şanlıoğlu ile Çengelköy Kordon Resraurantta bir araya gelen ve yemek yiyen Serdar Tolga Aras’ın takibe alındığı, yapılan fiziki takip sonrası Şanlıoğlu ve Aras’ın İstanbul Dedemanoteline birlikte gittiklerinin belirlenmesi üzerine, fiziki takibin sürdürüldüğü belirtildi.
Melike Tuba Şanlıoğlu ile Serdar Tolga Aras’ın otelden birlikte çıktıklarını ispatlamak amacıyla resmi tutanak düzenlenmesini temine yönelik olarak, fiziki takipte kullanılan aracın kasıtlı olarak Serdar Tolga Aras’ın kullandığı 34 AS 30 plakalı araca arkadan çarptığı, Aras’ın olay yerinden ayrılması nedeniyle resmi kaza tespit tutanağının düzenlettirilemediği ifade edildi.
Hukuka aykırı bir şekilde temin edilen fotoğrafların şüpheli Erol Güral ve vekili Avukat Ömer Doğan tarafından 27 Şubat 2008’de Üsküdar 3’üncü Aile Mahkemesi’ne ibraz edildiği, ayrıca şüpheli Erol Güral’ın konutunda 06 Haziran 2010 tarihinde yapılan aramada, hukuka aykırı bir şekilde yapılan izleme sonucu elde edilen fotoğraflarla kamera çekimlerine ilişkin görüntülerin ele geçirildiği ifade edildi.
KENDİSİNİ GENERAL OLARAK TANITIP GÜVEN SAĞLAMIŞ
İddianamede çete lideri olduğu gerekçesi tutuklanan ve 113 yıla kadar hapis cezası istenen Mehmet Yanık’ın bir GSM firmasında çalıştığı ayrıca profesyonel futbolculuk yapması nedeniyle spor camiasında da çevresinin bulunduğu belirtildi. Kendisinin bazı sanıklara Bülent Keskin ismi ile tanıtarak istihbarat birimlerinde görev yaptığını, zaman zaman da kendisini general olarak tanıtıpGüneydoğu bölgesinde terör örgütüne yönelik operasyonlara katıldığını söylediği belirtildi. Sanıklardan Zafer Çalışkan ile birlikte hareket ettiği öne sürülen Mehmet Yanık’ın, istihbaratçı olduğu ve önceden çalıştığı iletişim şirketindeki bağlantıları nedeniyle iletişim dökümlerine ulaşabildiği, hatta dinleme yapabildiği konusunda bazı sanıkları inandırdığı kaydedildi.
Ahmet Kaşıbeyaz ve Adil Dilek’in savcılık ifadelerinde Mehmet Yanık’ın bir yemek sırasında kendilerinden şehir bir başçavuşun ailesine av alacağını söyleyerek toplam 25 bin TL talep ettiği öne sürüldü. Adil Dilek’ten de camiiye yardım adı altında 5 bin TL aldığı belirtildi.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/ridvan-dilmen-hakkinda-karar-verildi/turkiye/sondakika/11.08.2010/1275186/default.htm

11 Nisan 2010 Pazar

Telekulak çetesinden full servis


Soruşturmayı yürüten polisin hazırladığı fezlekeye göre, yağma, tehdit ve şantaj amaçlı bilgi sağlayan şebekenin en önemli müşterisi işadamları...
Telekulak çetesinden full servis
Son Güncelleme: 08:16 09 Nisan 2010, Cuma

İTİNAYLA SERVİS YAPILIR
Emniyet Müdürü Cengiz Pınarbaşı - Emniyet Müdürü Ömer Yanık

Para karşılığı telefon dinleyen şebekeye yönelik soruşturmaya yürüten polisin hazırladığı fezlekeye göre, çeteden dinleme ve takip talep edenler arasında 1. sınıf emniyet müdürleri dahi var. Dinlemenin yanı sıra takip yapıp kişilerin özel hayatını gizli olarak görüntülediği de belirlenen şebeke üyelerinin, görüntünün net olması için termal kamera kullandığı da belirlendi.
Telekulak operasyonu sonrası ortaya çıkarılan yasadışı dinleme trafiğinde emniyet müdürleri de yer alıyor. Soruşturma kapsamında hazırlanan fezlekeye göre, 1. Sınıf Emniyet Müdürü Cengiz Pınarbaşı, çete lideri Mehmet Yanık’tan iki kadının takip edilmesini istiyor. Yanık’ın uzaktan akrabası Emniyet Müdürü Ömer Yanık da bir arsa anlaşmazlığı için şebekeye başvuruyor.
Soruşturma dosyasında yer alan bilgiye göre Emniyet Müdürü Cengiz Pınarbaşı, 2008 yılının Mart ayında Mehmet Yanık’a iki telefon numarası vererek bu telefonların kime ait olduğunun belirlenmesini ve baz bilgilerini istiyor. Mehmet Yanık da Turkcell’de Bilgi İşlem Servisi çalışanı Fatih Bilir vasıtasıyla aldığı bilgileri emniyet müdürü Pınarbaşı ile paylaşıyor. Dosyada telefon numarasını verdiği kadının bulunduğu bölgeyi öğrenmek isteyen Pınarbaşı ile Yanık arasında şu konuşma geçiyor:

Yanık: Abi nokta mı şehir mi
Pınarbaşı: Şehirde de olur nokta da olur
Yanık: İstanbul abi
Pınarbaşı: Nokta olarak nerde
Yanık: Ona baktıracam... Sen sadece lokal girin dedin network’e girin dedin
Yaklaşık 2 saat sonra
Yanık: Abi Call Network 15 dakika evvel Maslak abi
Pınarbaşı: Hı hı anladım tamam kapat
Yanık: İstersen ilerleyen dakikalarda da baktırırız baktıracaksan
Pınarbaşı: Yok yok gerek yok tamam bakarız biz

Akraba telekulak
Dosyada yer alan bir diğer olay da 1. Sınıf Emniyet Müdürü Ömer Yanık’ın uzaktan akrabası Mehmet Yanık’tan memleketi Rize Güneysu’daki arsa anlaşmazlığı için yardım istemesi. Akrabası Mustafa Yanık ile arsa anlaşmazlığı yaşayan Ömer Yanık, Yanık’ın telefon irtibatlarına baktırıyor. Maddi anlaşmazlık yaşadığı bir ismi de şebekeye veren Ömer Yanık, bu isme kayıtlı telefonu kullanan kişinin adreslerini tespit ettirmek istiyor.

Sevgili takibi
Telekulak operasyonu sonrası ortaya çıkarılan yasadışı dinleme kayıtları, işadamlarının sevgililerinin bağlantılarını önlemek için çeteyle bağlantıya geçtiklerini de ortaya çıkardı. BBG yarışmasının ardından ünlü olan Belma İce ile ilişkisi bulunan Bayraktar Holding’in sahibi Hüseyin Bayraktar da çeteden numarasını verdiği sevgilisinin takip edilmesini istemiş.
Emniyet kaynaklarının yaptığı tespite göre 2008 yılı Ocak ayında Fatih Bilir’i arayan Mehmet Yanık, “Hüseyin abinin o numarası vardı hatırlıyor musun 536 yaz bir yere. Bunu bir daha takip et bakayım. Nerelerde kimlerle konuşuyor, ne yapıyor bana bir mail at” diyerek Belma İce’nin takip edilmesini istiyor. Birkaç gün sonra da Hüseyin Bayraktar’ın Bebek’teki işyerine giden Fatih Bilir, Yanık’ı arayarak telefonu Bayraktar’a veriyor. Bayraktar da Yanık’a, “Kardeşimiz geldi. Talimat verdim tam tesadüfen çıkıyordu gereğini yapacaklar” diyor. Görüşmenin ardından çıkışta yeniden Yanık’ı arayan Fatih Bilir’le Yanık arasında şu konuşma geçiyor:

Bilir: İ. ticarete vekalet vereceklermiş ben de vekalet vereceğim, halledeceğiz. Şey diyor on beş milyar. 20 Mart 2008 tarihli diyor, bilmiyorum ne amaçla çıkışını yapmam gerekiyordu o yüzden dedi bilmiyorum onu sen konuşursun. 20 Mart tarihinde nakit olarak ödenecek diye not düşürdü.
Yanık: Sıkıntı yok onda rahat ol başka bir şey dedi mi?
Bilir: Bir de karının biri aramış işte gece şimdi onu aradı beni aramışsın falan diye. Nedir bunların bu karı saplantısı anlamıyorum ya.
Yanık: Sonra konuşacağız müsait değil ben haydi işlerini hallet ondan sonra ara beni.
Bayraktar’ın ayrıca şebekeden ilişkisinin olduğu tahmin edilen Esma G. isimli bir kadının dinlenmesini istediği, şebekenin de bu kadına Ebru kod adını verdiği iddia edildi. Bayraktar’ın şebekeden Aslı S. isimli kadının da telefon dökümlerini istediği, Yanık’ın da Bayraktar’ı arayarak, “Cebimde harçlık yok bana 20 milyar (bin) gönderirsen” diyerek ücret istediği öğrenildi.

Telekulak diyalogları
‘Şu anda Manzara restoranda’
Fezlekeye yansıyan telefon görüşmelerinde şebeke üyeleri takip ettikleri kadınları S7 ve D5 gibi kısaltmalarla kodluyor.
M.Y.: İlk önce bir operasyonumuz var. KÓAğıdı kalemi al yaz Kaşıbeyaz’ı arıyorsun... S7 yani Süreyya... Şeyde değil diyorsun dışarıda değil otelde diyorsun
F.B.: Evet anladım tamam
M.Y.: İkincisi şu anda Manzara restorantta diyorsun. Evet sana da yalan söyledi diyorsun... Tamam mı bu bir. İkincisi saat üçte şeye gidiyor diyorsun, eve gidiyor diyorsun, bugün erken çıkıyor diyorsun.
F.B.: Tamam abi
M.Y.: (Demet isimli kadını kastederek) O kadar yalan söylüyor diyorsun. D5’Ten başka dürüst karı yok diyorsun, bunu da sakın unutma diyorsun. Ben abiye söylüyorum, abi beni dinlemiyor diyorsun. Ne var ne yok her şey D5 diyorsun tamam mı. Bu karıyı da ancak diyorsun Temmuz
Ağustos gibi yapabilirsin diyorsun tamam mı...
F.B.: Tamam okey hadi

‘Müdür yaptı D5’i’
9 Ekim 2008 tarihinde Bilir ile Yanık arasındaki telefon görüşmesinde işadamı Ahmet Kaşıbeyaz’a izlenmesini istediği kadınla ilgili ayrıntılı rapor verildiği bilgisi yer alıyor.
M.Y.: (Ahmet Kaşıbeyaz ve Demet isimli kadını kastederek) Kaşıbeyaz’ı ara şey de
D5’i sormuştu bana. Akşam ne yaptı falan filan diye... D5 iyi bi problem onun tek şeyi şımarıklığı çok şımarttın baba de... Başka sorarsa temiz de. D5 temiz de sorun yok ama fazla şımarmış de baba... D5 orada çalışmış biliyorsun müdür yaptı D5’i... Ne güzel daha eli değmedi yani

‘Gücümü hissettirmek isterim’
Bilir ile Yanık arasında 25 Kasım 2008 tarihinde yapılan görüşmede ise işadamı Ahmet Kaşıbeyaz’ın şebeke üyesi Bilir’i arayarak dert yandığı görülüyor:
F.B.: (Ahmet Kaşıbeyaz ve Demet isimli kadını kastederek) Şimdi baba aradı da müsait misin,... Antep’te içiyor tek başına... 5 kuruşa muhtaç, 25 kuruşa muhtaç kaldım diyor bu bir.... İkincisi çocuklara şey demişsin, O D5 ile evlenecek demişsin... Üçüncüsü onun ağlamasına bakmayın İsviçre bankalarında milyon dolarları euro’ları var demişsin, sen demişsin... Bir de D5 bırakmış gitmiş galiba istifa da etmiş... Nereye kadar gücüm varsa gücümü hisseTtirmek isterim, neredeyse bir şey yapıyorsa haberim olsun...
M.Y.: Tamam tamam deseydin, emredersin deseydin.
F.B.: O D5’i de halledersin artık.

‘MERAK ETTİM, BAKAYIM’
16 Aralık 2008 tarihli görüşmede ise Ahmet Kaşıbeyaz, Mehmet Yanık’ı arayarak izlettirdiği kadının nişanlandığını haber verirken, aralarındaki diyalog fezlekeye şöyle yansıdı:
A.K.: Nişanlanmış canım
M.Y.: Baba bir baktırayım mı?
A.K.: Baktır tabii
M.Y.: Biliyorsun meraklanmam ben. Merak ettim ya bir kapat arayacam şimdi seni bakayım harbiden var mı böyle bir şey... Bir yarım saat müsaade et merak ettim.

KARDEŞLERİ DE ONU DİNLEDİ
Yanık ile Rıdvan Dilmen arasında 13 Nisan 2008’de yapılan bir telefon görüşmesinde Dilmen’i konuşmalarına dikkat etmesi yönünde uyaran Yanık, kardeşleri tarafından dinlendiğini söyledi:
R.D.: Benim huylandığım bir konu var yalnız bir kız var hani akşam... Bu kız ikisinde konuşmadı hocam o gece,..., O gece hani 23.15’te yedisinde kızıyla konuşmuş var ya
M.Y.: Ben sana söylerim hocam. Ben onların hepsine baktım zaten hepsi bilgisayarımda. Ben aldım ben mecbur, bana sorarsın diye diye hepsini bilgisayarıma çektim ben.

‘BABASINA YAKALATIN’
Yanık’ı 28 Mart 2008’de arayan Gülşen adlı kişi, sevgilisi olan kişinin kızını izlemelerini, kızı sevgilisiyle birlikteyken babasına yakalatmak istediğini söylüyor:
Gülşen: Bu kızın sevgilisiyle buluştuğu gün babasına yakalattırmak istiyorum
M.Y.: Bugüne kadar 15-20 tane işin bitti. Bunların karşılığında ben yekün bir şey isterim
Gülşen: Sen bunu hallet ben sana hatun ayarlarım. Bu olayı mutlaka çözmeni istiyorum. Gerekirse takip et istihbarat kur buluştuğu anda.

DİYETİ NEYSE KES: 10 BİN DOLAR
Şüphelilerden Rahim Zafer 28 Temmuz 2008’de Yanık ile yaptığı görüşmede 150 bin dolar dolandırılan bir kadının kendisinden yardım istediğini belirtirken aralarındaki diyalog fezlekeye şöyle yansıdı:
R.Z.: Ya bu özel büyük bir şirkette çalışıyor, bir yerlerden baya bir para kaptırmışlar birilerine, onunla ilgili şeyleri istiyor
M. Y.: Tamam diyet neyse sen diyeti kes. Sen hemen bana numarayı at. 1 saatte ben sana gönderirim. Ne kadar dolandırmış onu öğren.
R.Z.: 150 bin dolar
M.Y.: Hemen 10 bin dolar bıraksın sana.

‘GEVEZELİK YAPMASIN’ UYARISI
Fezlekede yer alan 28 Ocak 2008 tarihli görüşme kayıtlarında Murat Kaşıbeyaz’ı arayan Yanık, ‘vergici’ olarak nitelendirdiği Mustafa adlı bir kişiyle ilgili dinlenebileceği uyarısı yaparak şunları söylüyor:
M.Y: Bu vergici var ya... Mustafa var ya... Sağa sola konuşuyor yakar kendisini haberiniz haberi olsun yani... Gevezelik yapmasın herkes telefonuna dikkat etsin falan filan... Takip ediliyor falan... Sen bunu toparla güzel bir şekilde söyle ona kendini yakar... Gereksiz konuşmasın yani dijital anlamda hiç konuşmasın... Telefonda konuşur belki ama... Telefonla hiç konuşmasın gevezelik yapıyor yapmasın.

‘Zifiri karanlıkta ayna gibi çekiyorlar’
23 Şubat 2008’de Yanık ile Olcay Zihni Akay arasında geçen telefon görüşmesinde Melike Tuba Güral ile Serdar Tolga Aras’ın gizlice görüntülenmesi fezlekede şu şekilde yer alıyor:
M.Y.: Yoldayım evet çekmiyor şey... Peki bayağı bir görüntüleri var mı?
O.Z.A.: Var tabii abi çocuklarda infra kamera var abi zifiri karanlıkta ayna gibi çekiyorlar ya... Ha onu diyecektim bak çok iyi çok yaşa dedi ki bunlar öpüşürken dedim abi adam öpmüyor karı öpmüyor biz tutup birbirine mi öptüreceğiz yani affedersin istersen dedim gidelim odaya s...ş anında dedim şey yapalım yani tövbe estağfurullah öyle bir mantık var mı olur mu öyle bir şey dedim abi ya e tamam olur o zaman dedi yani öyle mi abi yanlışmıyım şimdi.

 ‘Telekulak’ta 4 kişi serbest
Operasyon kapsamında geçtiğimiz salı sabahı gözaltına alınan ve emniyetteki ifadesinin ardından serbest bırakılan Çeşme Sheraton otelinin ortaklarından Adil Dilek ile Kaşıbeyaz restoranın sahibi Ahmet Kaşıbeyaz, dün soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Beşiktaş’taki adliye binasına gelerek ifade verdi. Sabah saatlerinde avukatı ile adliyeye gelen Adil Dilek Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali’ye yaklaşık 2 saat ifade verdi.
Dilek, ifadesinin ardından adliyeden çıkarken basın mensuplarının sorularına, “Şüpheli değilim. Tanık olarak ifade verdim. Telefon görüşmelerinde ismim geçmiş. O yüzden savcı beni çağırarak ifademi aldı” yanıtını verdi.
Bu arada Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlanan gözaltındaki 4 kişi de dün savcılığa sevk edildi.
Telekulak operasyonu kapsamında gözaltına alınan Hayrettin Karasu, Barış Hacıfazlıoğlu, Secaattin Güney ve Olcay Zihni Akay, soruşturmayı yürüten Hakan Karaali tarafından sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı.
Telekulak operasyonu kapsamında bugüne kadar aralarında Rıdvan Dilmen’in de bulunduğu 36 kişi gözaltına alındı. Dilmen ile birlikte 16 kişi emniyet ve savcılıktaki sorgularının ardından serbest kalırken, emniyetteki 20 şüphelinin ise ifadesi alınıyor.

Kaynak: http://www.sonsayfa.com/Haberler/Gundem/Telekulak-cetesinden-full-servis-151213.html